8 Ağustos 2012 Çarşamba
Helvadan Putlar
Tanrı ile ilgili birbirinden ilginç pek çok anektod var. Bir tanesi şöyle: “insanlar cahiliye döneminde ticaret veya seyahat için yola çıktıklarında helvadan yapılmış putlarını yanlarına alırlar mola verdiklerinde veya ihtiyaç duydukları anlarda onlara taparlar sonra yollarına devam ederlerdi.
Ne zaman ki karınları acıktı bu sefer o taptıkları putlarını yerlerdi. Karınları acıktığında ise bu defa o taptıkları putları yemekte bir sakınca görmezlerdi.”
Bu çok trajik ama aynı zamanda gülünç olan durum bir gerçek. Günümüzde de devam ediyor sevgili dostlar, çeşitli görüntülerle, yaklaşımlarla.
İnsanoğlu önce kabul ediyor, meth ediyor, sonra övdüğünü ayaklar altına almakta bir beis görmüyor.
Bu hareketi bilinçli şekilde değil, maalesef güdüleri ile gerçekleştiriyor.
Sonuç olarak şunu demek istiyorum. İnsan zihni neye hazırsa onu benimsiyor. Çünkü duyuları ile konuya yanaşıyor. Bu durumda önce kabul ediyor, sonra reddediyor. Dolayısı ile dışsallığa her yaklaşım A dan Z ye bozuk çıkıyor. İyi niyetli ama cahil insanlara anlatılmak istenen bundan başka bir şey değil.
İslam dini La ilahe illallah sözü ile bu kavramı red eder. Onların olmadığından bahsedip, bunu oirijinal haliyle kabul edenin cennete gireceğini, kabullenmeyenin ise cehennemi boylayacağını bildirir. Bu net açıklamalara, uyarılara karşın dini bilinçsiz bir şekilde atalarından öğrenen kimseler, yinede seçtiği şeylere tapmaktan geri durmaz. Kimse hayal ettiğine dil uzatmaz. Karanlığın cahiliyetin aczi içinde yaşarken, bu fikri yayan ve bu suretle dünyanın dört tarafında tapınılmayı mümkün kılan bir akımı meşru bulacak hareketlere girişir. Biz buna esasen var olan bir fikri destekler desek daha makul bir şey söylemiş oluruz.
Hâlbuki biz İslamı anlamada bu öngörünün bütün unsurlarını Allah kavramında buluyoruz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder