7 Ağustos 2012 Salı
Müslümanın Yaşamı
Müslümanın yaşamında inanç ve imanın yeri büyüktür. Her kimse bu kavramları yaşamında önemle irdelemeli ve bu kavramların kendinde bulduğu yeri ciddiyetle değerlendirmelidir. Bir kimse yaşamında bu kavramlardan uzak kalmaz ve kalmamalıdır. Ayrıca kimse ölümden sonraki yaşama inanıyorsa bu olgulara önemle vurgu yapmalıdır. Bununla beraber yaşamında bu tür şeyleri hiç önemsemeyen kişilerle de karşılaşabilirsiniz. Bunu hiç önemsememek ve kendimizi ele alarak sadece kendi açımızdan bu konuları yaşamımızda aramamız ve bulmamız gerekir. Müslüman bunları içselleştiren ve kendinde bulan yapının adıdır aslında. Bir kişi kendisi için dilediğini bir başkası içinde dileyebilmelidir. İsteyemiyorsa bile o kişi için olumsuz bir şey dilemekten uzak durmalıdır. Dikkat ile bu tür hal ve tavırlardan hatta düşüncelerden kaçınmalıdır. Sevdikleri ile sevmedikleri arasında bir fark olmamalıdır. Çünkü dilek ve istek bir bütündür. Zaten Allah da kuluna dilettiği bir şeyi ona vereceği için diletir. Yani aslında o şey olacaktır ve siz onu siz dilediniz sanırsınız. Buna canı gönülden şekilde inanmak gerekir. Yani sizde onu dileyen aslında yaratandır. Yaratanın dileği sizde açığa çıkmaktadır. Çıkmayacak olsa sizde dilemesi söz konusu olur mu? Hayır elbette bu durum işin mantığına aykırı olur. Siz ve sizin çevrenizde ki herkes, önce dilemek nedir! Bunu bilmelidir. Her kimse kendi dileği sandığı şeyin aslında gerçekten kendi dileği mi? Değil mi! bunu önemle araştırmalıdır. Gerçekten ben bunu diledim mi! Bunu dilemem için bana ait bana özel bir sebep var mı? Yoksa bende benim derinliklerimde bir ses bana seslenerek bunu bende diletmiş olabilir mi! Hiç böyle düşündünüz mü? Bunları kitabına uygun olarak ele almak ve süzmek gerekir. Elbette tüm bu düşünceler kişisel olarak benim düşünce dünyamda gelişen şeyler ve sizlerde de böyle oluşup oluşmadığını bilmiyorum. Ama bir şekilde sizler de böyle düşünce oluşursa ne mutlu bana.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder