9 Ağustos 2012 Perşembe

Veli ve Muttaki



‘Saflığını-arılığını’ korumaya dönük, bir kasılma olmaksızın enerjisini kullanan, dün dünde kaldı diyerek noktaladığını unutan, tüketmeyen, ‘esas meseleye odaklanarak yaşayan’, derdini herkese anlatma, açma ihtiyacını hissetmeyen, her harfte vurgulama yaparak, karşı tarafa ileten, toklukta ve inandırıcılıkta tek bir ses olan, aklımıza çok sık takılan soruları bir neden olmaksızın ortaya atan, her düşündüğünüzde bir şekilde karışınıza çıkan, cinsiyet kavramından uzak duran, insan olmaya azmetmiş kimselerin yanında yer alan, ender yetişen, yanıp tutuşmayan, fikrine/ilmine, mekârimi ahlâka güvenen, Allah’ın rahmetinin gazabını geçtiğine inanan, her şeyin ‘olurunu bulmaya’ çalışan, ‘bulduğu ile yetinen’, küçük işlerde ‘ hesaplaşmalarda’ erimeyen, tasavvufun mecaz, gerçeğin bilimle açıklandığına katılan, ‘metin, kavi, kadir, muktedir olan’, deneyim sahibi, beşeri münasebetlerde dengeyi korumayı bilen biri olarak tanımlanabilir bir Veli. O’ndan yansıyan bu ipuçlarını yakalayabilirsiniz.

Buna mukabil, insanlığa aday olan, ilham alan, ‘Gayba iman’ eden,‘korunma ihtiyacını’ hisseden hiç aksatmayan ve bununla yetinmeyerek, bunu bir hidayet yani gerçeği görme vesilesi gibi kabul eden, kendisine ‘verilenden infak’ eden, zerre kadar kendine çıkar sağlamayı düşünmeyen, ’namaz dinin temelidir’ esası ile hareket edip, namazı ikame eden, bunları yapmadığı takdirde ahiret yaşamında başına gelecek tehlikleri sezen kimselere, muttaki denir. Ve zümre olarak onlardan muttakiler diye bahsedilir.

“O halde sanki birbirine çok yakiyn mesafede bulunan iki grup arasındaki fark nerede?” diye soranlara şu yanıtı vermek mümkün:Muttakiler zühd ve takva sahipleridir. Ne yazık ki, bir anda nefsi emmare durumuna düşebiliyor.

Bir başka incelik ise veli yakıyn sahibir. Muttakinin amacı ise Cennete ulaşmaktır diyebilirz.

Bu analize göre hangisi sahihtir?

Aşikâr ki, çok ender yetişen Veliler-Yakıyn, Ehli-İslâm âleminin şahikası sayılıyorlardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder