3 Ağustos 2012 Cuma

İki Kavram


Hüküm ve hoşgörü, insanın tekâmül yolculuğunda iki uç nokta…
Hüküm vermek sözlük anlamında düşünerek yargılamak, bir insanı egemenliği altına almak demek.
Çevremizdeki davranışlara, olaylara verdiğimiz tepkiler, aslında terkibimize uyanları hoş, uymayanları ise nahoş değerlendirip, hüküm vermemizin sonucudur. Gerçekte ise bu durum nefse tabi olduğumuzu gösterir.
İlahi hükümler dahi kişinin kendini bilmesi ve uygulayarak kurtuluşa ermesi için vardır; başkaları için hüküm verme hakkını doğurmazlar. Şayet ilahi hükümlere aykırı fiiller devamlılık gösteriyorsa, ALLAH için o fiillerin doğduğu mahalden uzaklaşmak yerinde olur.
Tüm varlıktaki tek hüküm sahibi Cenab-ı Hakk’tır. Bize düşen, kendimiz dışındaki varlıkta da O’nun hükmüne itaat etmektir. Gavsı AZAM ABDÜLKADİR GEYLANİ (ksa) Hz.leri’nin “Öğütleri”nde konu şöyle yer alır: “HAK’la çekişme, nefsin için O’nu kötüleme, malın azaldı diye O’nu itham etme, insanlar sana yüz vermiyor diye O’nu suçlama. Suçu kendinde ara. Her işin kendi keyfine uygun olmasını istiyorsun, en büyük hüküm senin mi yoksa O’nun mu? Sen mi fazla biliyorsun yoksa O’ mu? Merhametin O’nunkinden fazla mı?”
Tasavvuf yaşamına gönüllü olanlara nefsini yenmesi için tepkisiz kalma ve sabır reçeteleri verilir; “hüküm verme, tepkiye dönüştürme, etrafında olan bitene sana göre hoş olmasa  bile sabır göster, katlan” denir.
Sabır gösterip, katlanma halinden hoşgörü haline geçmek ise önemli bir aşamadır. Ayetler buna değinir.
Hoşgörü varlıktaki her oluşu kabullenme, yaratandan ötürü olduğunu bilerek rıza göstermedir; burada katlanma, sabır yoktur. Ehlinin bildirdiğine göre, kelimenin bizzat verdiği anlam gibi her oluşu iyi, güzel, yerli yerinde görme, arkasındaki hikmeti idrak etmek demektir. İnancın gereğidir; Allah’tan emin olma halinin yaşantısıdır.
Efendimiz’e (s.a.v) ait olanlar başta olmak üzere, İslam tarihi hoşgörü makamının eşsiz örnekleri, kıssalarıyla doludur tüm insanlığa ruh verir.
Gönüllü olduğumuz bu yolda ne mertebede olduğumuzu bilmek istersek, terazinin bir tarafına hüküm diğer tarafına da hoşgörü örneklerimizi koymalıyız. Ağır gelen taraf, beşerilikten hiçliğe varacak tekâmül yolculuğunda daha ne kadar yolumuz var sorusuna cevap olabilir…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder